Büyüme hormonu eksikliği olan çocuklarda en önemli bulgunun yaşıtlarına göre boy kısalığı olduğunun altını çizen Doç. Dr. Samim Özen, tedaviye ne kadar erken başlanırsa, alınacak sonucun da o kadar olumlu olacağını ve çocuktaki gelişimi gözlemlemek için okulların açılmasının önemli bir dönem olduğunu vurguladı.
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Endokrinoloji Uzmanı ve Çocuk Endokrinolojisi ve Diyabet Derneği üyesi Doç. Dr. Samim Özen, altta yatan kronik bir hastalığı olan çocuklarda ilk olarak yetersiz büyümenin gözlendiğini söyledi: “Doğum sonrası en hızlı büyüme dönemi ilk bir yaştır. Bebekler bir yaşında yaklaşık olarak doğum ağırlıklarının 3 katına ulaşırken, boyları da ilk yıl 25 cm uzar. Daha sonra ergenlik dönemine kadar büyüme hızları giderek yavaşlar. Sağlıklı çocuklar boyları birbirinden farklı olsa da yaklaşık iki yaşından sonra kendi büyüme eğrilerinde ve kendilerine uygun hızda büyürler. Tüm çocukların büyümelerinin doğumdan itibaren düzenli olarak büyüme eğrileriyle takip edilmesi, birçok hastalığın erken tanısı açısından önemlidir.”
Boy uzama hızının yaşa ve cinsiyete göre değiştiğini söyleyen Özen, “Hayatın ilk yılında bebek 25 cm kadar uzarken, 1-2 yaş arası 12-14 cm uzar. Yaklaşık iki yaşından sonra sağlıklı her çocuk kendi büyüme eğrisinde belli bir hızda uzar. 6 yaşın altında 6 cm, 6 yaş ile ergenlik arası 4,5 cm altında uzama yetersiz olarak kabul edilir. Bu hızların altında büyüme oluyorsa araştırılması gerekir. Ergenlik dönemi bebeklikten sonra büyümenin en çok olduğu ikinci dönemdir. Ergenlik döneminde cinsiyete, yaşa ve ergenlik dönemine göre büyüme hızları farklılık gösterir. Ergenlikte kızlarda 15-20 cm, erkeklerde ise 25-30 cm kadar uzama olur. Toplumda boy uzamasının 18-20 yaşına kadar devam edeceği algısı yaygındır. Ancak ulaşılabilecek son boy, takvim yaşından çok kemik yaşına bağlıdır. Büyüme çizgilerinin kapandığı yaşta; yani kemik yaşı kızlarda 15, erkeklerde 16 olduğunda büyüme artık durur.”
Yaşıtlarına ve cinsiyetlerine göre normal büyüme eğrilerinin altında (3 persentil) olanlarda büyüme geriliğinden bahsedilir. Boy 3 persentil altında olmasa bile yıllık büyüme hızının çocuğun yaşına göre düşük olması da büyüme geriliği olarak tanımlanabiliyor. Özen, büyüme geriliğine yol açan büyüme hormonu eksikliğinin, dünyanın farklı ülkelerinde 4 bin ila 10 bin çocukta bir görüldüğü bilgisini de paylaştı.
Anne-baba ya da akrabaların kısa boylu olması, kısa boylu çocukların normal olduğu anlamına gelmiyor. Boyun normal olup olmadığını belirlemenin en doğru yolu, çocukların büyüme hızlarının düzenli olarak takip edilmesiyle anlaşılır.
Büyüme hormonu eksikliğinin birçok nedeni olduğunu söyleyen Özen, şöyle konuştu: “Sıklıkla altta yatan bir neden saptanamaz. Bu duruma idiyopatik büyüme hormonu eksikliği denir. Bunun dışında başta beslenme yetersizliği olmak üzere birçok hastalık büyüme yetersizliğinin yanı sıra büyüme hormon üretiminde ya da etkisini göstermede yetersizliğe neden olur. Hipofiz bezinden büyüme hormonu üretimini bozan kalıtsal, zor doğum veya doğumsal yapı bozukluğu gibi yapısal veya hipotalamus-hipofiz bölgesini etkileyen kafa travması, enfeksiyonla, tümörler, ameliyatlar, ışın tedavisi gibi edimsel birçok neden, büyüme hormonu eksikliğine neden olabilir. Büyüme hormonu eksikliği tanısı konulduktan sonra her gün akşamları enjeksiyon kalemleriyle çocuğun ve/veya ailesinin evde kolayca uygulayabileceği büyüme hormonuna başlanır. Büyüme hormonu tedavisi uzun süreli bir tedavidir. Büyüme tamamlanıncaya kadar ya da hedef boya ulaşılıncaya kadar devam edilir.”