• 10/09/2024
  • Hoşgeldiniz

Küçük kahraman bebekler

  • 21.11.2017

Onlar, 9 ayı beklemeden telaşla, biraz erken dünyaya gelen minik bedenler... Doğar doğmaz tanıştıkları ilk yer; yenidoğan yoğun bakım ünitesi... Ama azimliler! Küçücük kalpleri ve küçücük elleriyle hayata tutunmaya çalışıyorlar. Tutunuyorlar da! Üstelik bu azimleri nedeniyle ödül alanlar bile oluyor! Yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 110 gün mücadele vererek hayata tutunan Hayat Bebek ödüllü kahramanlardan biri…   

Kimi iri bir nar kadar sadece 600 gr. kimi de 900 gr. ağırlığında. Onları diğer bebeklerden ayıran şey yalnızca ağırlıkları değil. Doğum tarihleri ve yaşları da farklı  hesaplanıyor. Doğdukları gün değil, doğmaları gereken gün baz alınıyor. Bebeğinin yaşı sorulunca bütün prematüre annelerin bildikleri bir deyim olan “düzeltilmiş yaş” var. Yani doğduğu değil, doğması gereken tarih! 

Erken doğmaları nedeniyle henüz yeterince gelişmemiş olan prematüre bebekler, anne karnında geçirmeleri gereken süreci maalesef yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde geçiriyorlar. Anne babalarını kuvözün ardından seyrediyorlar. İçgüdüsel olarak yapmak istedikleri tek şey var; yaşamak! Ülkemizde her yıl 150 bin civarında prematüre bebek dünyaya geliyor ve hem bebekler hem de aileleri bu zorlu süreci yaşıyor. Bu sürece ve bu duygulara yakından tanık olan annelerden biri de  Sema Örüm!

110 günde 17 bin km yol yaptılar…

Sema Örüm ve eşi Fethi Örüm 110 gün boyunca yaklaşık 40 km yolu günde 2 kere gelip giderek yaşadılar. Hayat bebek yenidoğan ünitesinden çıkana dek onlar yaklaşık 17 bin kilometre yol kat etmişlerdi…

Hayat bebek 14 Kasım 2016’da, 23 haftalıkken 600 gram olarak doğmuş ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinde hayata tutunmak için uzun ve zorlu bir mücadeleye girmişti. İsmini Hayat koydu anne babası, hayata tutunması için. Tutundu da… Annesi Sema Örüm, o günleri şöyle anlatıyor: “Stresli bir süreçti bizim için. Ama 15 gün sonra normal hayatımıza dönmeye başladık. İşe döndük. Her gün sabah ve akşam olmak üzere Sarıyer’deki evimizden, Halkalı’daki hastaneye geliyorduk. Günde yaklaşık 40 km yol yapıyorduk Hayat’ı görmek, yaşadığına tanıklık etmek ve ona destek olmak için. Onun için ismini özellikle Hayat koyduk. Her gün süt sağdım. Yanınızda olmayan bir bebek için süt sağmak durumunda kalıyorsunuz, tabii çok zordu bu süreç. Ama ben anne sütünün önemini bildiğim için hep sağdım ve kızıma anne sütü verildi. 1 ay sonra her şey daha iyiydi. 110 gün sonra yenidoğan ünitesinden çıktığında biz hemen taburcu olmadık. Sanki yeni doğmuş gibi, 2 gün hastane odasında kaldık, süsledik, arkadaşlarımızı hastaneye çağırdık, bebek partisi yaptık. Tam bir kutlama yaptık yani… Öyle gittik evimize”