Dostluklar ve arkadaşlıklar, aslında hepimizin ihtiyacı olan sosyal alanlarımızdır. Kendi sınırları aşılıp da bir diğerinin alanına girildiğinde kopan ya da yıpranan ilişkilerdir. Aile ilişkileri de böyledir aslında. Ne zaman biri diğerinin alanına girer, o zaman ilişkiler yıpranır. Hatta kopar. Sonra uzun geceler gözyaşlarıyla birlikte durup düşünülen “ben ne yaptım”larla dolu geceler birbirini kovalar.
Herkes kendi olur aslında. Ancak birden fazla kişi ile yapılan ilişkilerde kendin olmak yetmez, hatta gerekmez. Çünkü orada sen yoksundur sadece. Artık bir başkası ve onun hayatı vardır. O başkasının geçmişinden getirdikleri, acıları ve mutlulukları vardır. Karşılıklı anlayış her zaman olması gerekendir. Eğer bir ilişkiyi yürütmek istiyorsan tabi.
Hayatta bunca sorun ve acı varken, elimizden geldiğince alttan almalara, anlamalara yer açalım. Yer açalım ki kalbimizde de mutluluğa, huzura yer açılsın. Etrafımızı da enerjisi düşük değil, yüksek enerjili insanlar doldursun. Güzel ve bereketli işler yapılsın.
Sevgili aileler, çocuklarınızı sevin ve sevdiğinizi gösterin. Yeri gelince özür dileyin, özür dilemeyi öğretin. İnsan olduklarını unutturmayın. Herkesin hata yapabilme ihtimalini anlatın. Her şeye rağmen onları sevdiğinizi anlamalarını beklemeyin, anlatın. Hissettirin.
Sadece çocuklarınızı değil, hayatı sevin.
Bugün size güzel bir kitap önerisinde bulunacağım. Lütfen canınız sıkıldığında masal okuyun, çocuklar kadar basit düşünmeyi hatırlayın. Ben inanın öyle yapıyorum ve kütüphanemde çocuğum olmamasına rağmen bir sürü çocuk kitabı ve masal bulunduruyorum. En sıkıldığım anlarda birini alıp okuyorum.
Unutmayın onlar büyümediler, ama siz çocuk oldunuz.
Sevgi ve ışıkla, kitap okuyarak harika bir hafta olsun...