• 13/09/2024
  • Hoşgeldiniz

Doğal Olmak Organik Olmak Değildir

Victor Ananias anısına – Buğday Derneği Kurucusu

Siz siz olun organik olun. Doğal olunca olmuyor pek, daha doğrusu eski anlamlarını yitirdi kavramlar. Değişen yaşam tarzlarımızla beraber geriye dönüş hızlı bir şekilde yayılmakta. Geriye dediğim organiğe dönüş. Kavramlar modernleşti, teknikler ilkelleşti. Son dönemlerde en çok karıştırılan konu doğal ve organik kavramları olsa gerek ve ben de bu yazımda özellikle organik tarım hakkında bazı paylaşımlarda bulunacağım.

Öncelikle doğal olan ile organik olanın aynı şey olmadığını bilmeliyiz. Organik olan hiçbir kimyasala maruz kalmayan demektir ancak doğal olan, doğada yetişendir, kendi halinde bir yerlerde büyüyendir. Yani doğal ürüne sanayi dumanı, kimyasal bir atık bulaşabilir. Oysa organik ürünlere hiçbir şekilde kimyasal bulaşmaz, hatta sertifikalı ve süreçleri kontrollü bir şekilde üretilmektedir. Siz karşınızda sürekli sahneye çıkacak gibi duran pırıl pırıl bir elma ister misiniz? Yoksa bazen başı ağrıyan ama duru güzelliği ile her zaman dostane kucağını size açan biraz buruşuk bir armudu mu tercih edersiniz? Bebeklerinize ve hatta tüm sevdiklerinize bir iyilik yapın ve lütfen organik tarımı araştırın.

İlişkilerin yıprandığı, sürekli kişisel gelişim kitapları okuyup sanki gelişemeyen ruhumuza çareyi uzmanlarda arayanlar için sözüm, unutmayın ne bir koç sizi koç gibi yapar ne de bir uzman sizi geliştirir. Her şey sizde başlar! Sağlık da öyle! Tedavinin yarısı sizsiniz.

Organikten iletişim konusuna nasıl geçtin demeyin, sakin sakin devam edin.

İletişim tek taraflı değildir, çift yönlüdür. Siz istediğiniz kadar anlatın, karşınızdaki iletişime kapalıysa ne yapabilirsiniz ki. İstediğiniz kadar iletişimin ordinaryüsü olun elinizden hiçbir şey gelemez. İşte böyle böyle insanlar bunalıp kaçıp gidiyorlar yeşil alanlara. Son yıllarda köylerinden arsalar, tarlalar alıp organik tarıma karışan ne çok yönetici ile tanıştım. Normalde yanından geçerken titrediğiniz o adamlar, o kadınlar tarlada doğa ananın yapacaklarından bir haber, toprağı anlamaya çalışıyorlar. Çok uzun yazılacak bir konu ve hatta başka bir yazıda mutlaka değinmem gereken bir konu.

Tarlalarda büyüyen çocuklara imrenerek bakan ben, ilk diktiğim terenin kulaklarını çınlattım bugün. Zavallı tere benim ilk denemem olduğundan bi haber büyümeye, yeşermeye çalışırken ben zamansız heyecanlanarak erkenden koparmıştım. Çocuklarınızı AVM’ye değil köylere götürün. Yeşilliği, hayvanları, doğayı anlatın onlara, tabi siz de biliyorsanız. Organik beslenin, ekin biçin, doğaya karışın. Küçük bir limon ağacı ya da birkaç maydanoz tohumunu alın daldırın toprağa. Hem de maydanozlar için şu an tam zamanı. Maydanozları ekmeden önce toprağı havalandırın önce ama nasıl bir toprak kullanacağınıza da önem verin. Eğer kestane gübresi yoksa hayvan gübresi ile coşturun toprağınızı böylece işinizi kolaylaştıracak ve hızlandıracaktır toprak ana unutmayın. Maydanozlarınız yeşerdikçe sevineceksiniz, gördükçe doğaya karıştığınıza şükredeceksiniz.

Diğer yandan merak ettiğim bir soru var. Bitkilerle konuşan yakınlarınız var mı? O insanlar sizce deli midir? Bence hayır. Onlar aksine “farkında” olan insanlardır. Onlar bitkilerin de dilleri, hisleri olduğuna inanan insanlardır. Diyeceksiniz ki az önce iletişim tek taraflı olmaz dediniz, ancak şimdi tek yönlü iletişimi ballandırarak anlatıyorsunuz. Bu tek yönlü bir iletişim değil ki, bu tamamen iki tarafın da katkılarıyla harika bir süreç haline gelen bir iletişim yöntemi. Bu kadar konuşmaya o güzelim yeşillikler serpilip çiçek açabilirler ya da sinirlendiğinizde ve hatta yeşilliklere bağırdığınızda yapraklarını sarartıp dökebilirler. Bilimsel olarak su için denenmiş bir tekniği inceleyin bence; Emoto deneyinden bir sonraki yazımda bahsedeceğim.

Gelelim organik pazarlara. Meyvelere, sebzelere fısıldayan insanlara. Kar kış demeden, ürünlerimiz satılmaz endişesiyle de olsa organik tarımı, gereklerini topluma kanıtlamış ve kabul etmiş olmanın haklı gururunu yaşayanlara.

Bu güzel doğa ile iç içe olan insanlarla tanışmak ve organik ürünlerini her hafta açılan şehir pazarlarından almak için işte size pazar listesi… Mesela Cuma günleri Airport AVM Pazar yerinde, Cumartesi Feriköy’de ve haftanın diğer günleri de Zeytinburnu, Kadıköy (Çarşamba), Kanyon AVM, Beylikdüzü (Cumartesi), Küçükçekmece (Pazar), Maltepe’de (Pazar) bu pazarlar açılmaktadır. Ayrıca dükkan olarak hizmet veren yerler de mevcuttur. Bu pazarlarda Buğday Derneği’nin gözetiminde farklı segmentlerde ürünler de bulunabilmektedir ancak organik ürün özelliğinden taviz verilmemektedir.

Bu pazarların unutulmaması gereken en önemli özelliği ise, gıda mühendislerinin eli sürekli bu ürünlerin üzerinde yani gerçekten organik ve pahalı da değil, gönül rahatlığıyla alabilirsiniz.

Organik yiyip, organik iletişim yapacağımız nice günlerimiz olması dileği ile…

Sevgi ve ışıkla

Serli Nişanyan