• 22/10/2024
  • Hoşgeldiniz

Dinliyorlar farkında mısınız

Çocuk gelişimindeki 0-7 yaşın önemine birçok yazımda değiniyorum. Bu yazımda etrafında çocuk olan tüm bireylerin dikkatini çekmek istediğim bir husus var. Evde ebeveynin çocuklar tarafından modellendiği unutulmamalı, aynı ortamda konuşulan konuların nasıl olsa duymaz diye düşünülen her şeyin zihinleri tarafından fark etmeden kaydedildiğidir. 

NLP (Zihnin, duyu organlarımızla dışarıdan aldığımız verilerin zihin haritalarımızı oluşturması ve bunun istenen şekilde programlanması-yeni davranışa geçilmesi) yöntemi bize doğduğumuz andan itibaren etrafımızda gerçekleşen her şeyi zihnimizin bilinçaltına kaydettiğini söyler. Bu ne demek? Yıllar sonra anlamını bulamadığınız istenmeyen bir davranışınızın ortaya çıkması olabilir mesela köpek fobisi olan bir kişiyi ele alalım. Kişinin daha önce bir köpekle yaşadığı olumsuz bir durum hatırlamamasına rağmen saldırı vs gibi köpek gördüğünde ani tepkiler vermesi bu yüzden olabilir. Yıllar önce aileye yakın birinin yaşadığı bir köpek saldırısının çocuğun yanında dehşetle anlatılması veya aile tarafından bilinçsizce korkutulması, yemek yemesi için tehlikeli bir yaratık olarak korku malzemesi olarak kullanılması gibi örnekler verilebilir. Çocuğun küçük yaşlarda köpeği yaklaşmaması gereken bir varlık olarak öğrenmesi erişkin yaşlarda büyük bir probleme sahip olacağının sinyallerini vermiş olur. Bu bir fobi örneğiydi... 

Ebeveynlerin, aile içinde ya da tanıdıklarının olduğu ortamlarda eğer çocuklar varsa söyleyecekleri sözlerin önemini hassasiyetle vurgulamak isterim. Çocuklar oyun oynuyor olabilirler, oyuncaklarıyla oynamaya oldukça dalmış, onlara seslenseniz de cevap vermiyor olabilirler. Ancak şuna inanın; içinde bulunduğunuz odanın enerjisini, konuşulan konuların ses tonlarının niteliğini Richter ölçeği kadar hassas bir itinayla alırlar. Bu aldıkları tüm veriler, zamanla zihin haritalarını oluştururken yani davranışlarını, karakterlerini, duygularını biçimlendirirken olaylara, kişilere, durumlara, evcil hayvanınıza dahi verecekleri tepkileri de zamanla bu verilerle oluşturacaklardır. Bu bilinçli zihinle olmaz. Daha net anlaşılması için şöyle açıklayayım: Doğduğumuz andan itibaren 2 yaşına kadar bizi koruyan başucumuzda bizi besleyen kişinin bize zarar vermediğini ağladığımızda bizi kucağına alan kişinin anne olduğunu idrak etmesi ve bu süreçte her yaptığımız davranışla yenilerini kazandığını deneme yoluyla öğrenir bir bebek. Dolap üstünde istediği oyuncağa uzanamayınca ağlayarak annesinden bunu talep etmesi ve ulaşması da bu hareketlerin sıklığıyla öğrenerek gelişir. Sıklaşan hareketler de zihinde her davranışa bir sonuç verir ve böylece coğrafi haritaları gözünüzün önüne getirdiğinizde davranışlar sıklaştıkça kuvvetlenerek belirginleşir ve tüm bunlar erişkinlikte ve hayatımızın geri kalanındaki hayata bakış açımızı oluşturur.

Bu konudan hareketle seanslarımda sık karşılaştığım bireyin istenmeyen bir davranışa nasıl sahip olduğuyla ilgili belirsizlik duyması bazen bireyin çok erken dönemlerinde yaşadığı bir olayla başlamış olabilir veya sarı renkten nefret eden bir kişi bu durumun ne zamandan beri böyle olduğunu hatırlamayabilir. Burada da yine çocuklukta kendisine zarar veren bir arkadaşının o gün üzerinde sarı bir t-shirt giymiş olduğunu hatırlayarak bu durumla yüzleşerek sarı renge olan olumsuz duygusu nötrleşebilir. Buna benzer bir sürü örneklerle karşılaşabiliriz. Fakat unutmamamız gereken çocuklarla aynı ortamda bulunduğumuz her an kıymetlidir. Şüphesizki sadece onlarla aynı havayı soluduğumuz süre boyunca onların bu durumun farkında olmaları ve etrafında olanların zihinleri tarafından sünger gibi çekildiğidir. Hayatta olumlu olumsuz bir sürü durum yaşayabiliyoruz ama en azından bir nebze olsun bunu onların yanında değil de erteleyebilmek veyahut bu duruma tanık olduysa da durumun geçici olarak böyle olduğunu aslında isterlerse bu durumu olumlu bir şekilde değiştirebilecekleri güveni çocuklara aşılanırsa sonraki yaşlarda oluşacak kaygı verici durumları da engellemiş oluruz.

Burcu Polatdemir